Şu mutfağı görünce aklıma direkt Fırat geldi :)
Bu tipe gülmeyen yok di mi :)
İşte ben de bu mutfağı görünce hayal kurmak istedim, burası benim mutfağımmış meğersem diye. O duvar kağıdının tatlılığı.. Çatının formu.. Rafa yerleştirilmiş tabaklar.. Beni benden aldı burası ^_^
Ada tezgah her zaman hayalini kurduğum birşey zaten. O taburenin güzelliğine ne demeli? Dolaplar zaten benim her daim favori modelim. Bir de içine aydınlatma koymuşlar ki yani bu da can, nasıl dayansın :)
Bu mutfağa başka türlü bi lavabo düşünülemezdi zaten. Ama o horozlara ne demeli? Sanki onlar olmasa bu mutfak eksik olurmuş, bu kadar mı yakışmak olur ya üfff! Bir de şu gümüş çay takımına dikkatinizi çekiciim bayanlar. Böyle bi takımı koy benim mutfağa, gelen der ki yazık kız çok fazla Muhteşem Yüzyıl izlemiş. Ama bu mutfağa cuk oturmamış mı? Bu ne yaman çelişki böyle?
İnsan böyle bi yemek masasında 1500 kilo olmaz mı?
Aklıma takılan bişey oldu yalnız; pencerenin sol tarafındaki dolabın orada bi atıl alan var. Saçma durmuş. Yukarıdaki ikinci fotoğrafta daha net farkediliyor. Pencere demişken, o perdenin güzelliği nedir arkadaş?
Lavabonun küçüklüğü? Sanki biraz minyatür gibi durmuş. Ama öyle bir armatür olacaksa ben küçük lavaboya razıyım vallahi de billahi de. Şöyle desenli fayanslara bayılıyorum. Bi anda mutfağın havasını değiştiriveriyor bana kalırsa. Son nokta; o alttaki garip dolap kapağına anlam veremedim.
Aklıma yatmayan bi-iki noktası olsa da bu mutfağa dibim düştü mü? Düştü. O "aklıma yatmayan noktalarıyla" beraber bana verseler hiç bi yerini değiştirmeden ölene kadar kullanır mıyım? Kullanırım. Eee o zaman fazla artistliğe gerek yok. Hep beraber ağzımızın suyunu akıttığımıza göre hadi bakalım herkes dağılabilir kendi perde arkasına :) Hayal kurmak bedava nasılsa di mi :) Öperim!
No comments:
Post a Comment