Tuesday, February 26, 2013

INSTAGRAM GÜNLÜĞÜ 6

Şarkısı

Olduğundan kısa gelen bir haftayı daha geride bıraktık arkadaşlar. Bu arada artık blogumu sadece Türkçe yazmaya karar verdim. Zorlayamayacağım kendimi. Çok yoruluyorum çünkü, üzerine de buraya yazma işi bana yük gibi gelsin istemiyorum. Neyse işte nihai kararım bu :)


Burada çok görünmesem de instagramda anlık paylaşımların dibine vuruyoruz Allah'a şükür :) Çok kolaylık yalan yok :) Bakalım neler var instagram heybemde :)


En son üretimim güvercin :) Ben kendisine hasta oldum! Çok sevdim, bir kuş sürüsü yapabilirim :)

Dün kocacığımla birlikteliğimizin 88.ayıydı :) Ya bi zamana kadar her ayımızı sayardık şu kadar ay oldu bu kadar ay oldu diye. Sonra bıraktık. Dün bi baktık ayın 25'i. Aaa dedik 88 ay olmuş negzel :) Nice aylara, yıllara inşallah <3

Hobi odamızın bana ait olan kısmı :) Kendisini çok seviyorum, içinde kendimi kaybettiğim dünyam o 3,5 m2 lik alan ^_^

Bazenleri siparişlerimin içine ufacık tefecik hediyeler eklediğim doğrudur. Misal bu kitap ayracı gibi :)

İşte mutluluk sebeplerimden biri :) Üst kısmında parça çikolatalar birikmiş kakaolu kekim <3

İki hafta önceki haftasonunu bu kanapede geçirdim arkadaşlar. Dedim ya yoruluyorum, bünyem bazen sadece yatmak istiyor. Mümkün olduğunca bu sese kulak vermeye çalışıyorum çünkü vermezsem zorla yatıcam hastalıktan. Zaten bu haftasonumu da cumartesi günü 3,5'tan itibaren pazartesi sabahına kadar yatarak geçirdim. Felaket bir baş ağrısı tuttu beni. Ama öyle böyle değil! İlaç aldım geçmedi falan. Şimdi iyiyim Allah'a şükür ama iki haftasonum da yatarak geçti :(

Bazı sipariş paketlerime de mektuplar sıkıştırdığım doğrudur :) Mektuplarımı 6.sınıf çocukları gibi süslüyorum tabi bide o var :)

Kahvaltı en güzel bişiy bence :) Geçirdiğimiz cumartesi, daha baş ağrım başlamamışken, sevgili kocimi işe gönderip Martha Stewart izleyerek yaptım kahvaltı keyfimi ^_^

Dikkat fıstık var :)

Bi çorap ne kadar tatlı olabilir ki? nin cevabı işte bu kadar olabilir arkadaşlar :)

Şirkette kaçak olarak kot giyme denemeleri :) Aslında biz (projedeki inşaat mühendisleri) kot giyiyorduk. Yani öyle resmi giyinin gibi bi kural yoktu. Sonra bi gün pat diye, bundan sonra kot giymeyelim lütfen arkadaşlar diye uyarı aldık ve giymemeye başladık :) Şu son zamanlarda ben azcık kaçamak yapıyorum ama :)

Good Night Angel'ıma küçücük minicik düğmeler ve yastığına da küçücük kurdeleler ekledim :) Nasıl olmuş?

Sipariş paketlerimi ponponlarla süslemeyi çok seviyorum ^_^

Bu kurdeleye de takıkım biliyorsunuz di mi :)

Bazenleri kumaş alırken kendimi kaybedebiliyorum. Ama şunlara baksanıza. Hangisini alıp da hangisini bıraksaydım yani? Ben karar veremedim, siz verebilir miydiniz?

İşteee hayatın acı gerçeklerinden biri :) Bir pazar günü gezmelere doyamayıp akşam saat 10'da ocağın 3 ateşinde birden hafta içi için yemek yapma telaşlarındayım. Ama tavsiye ederim çalışan arkadaşlara. Haftasonu yemeklerinizi yapın, ocaktan indirdiğiniz gibi bir kavanoza koyup kapağını sıkıca kapatarak ters çevirin. Soğuyana kadar öyle tutun. Bu şekilde yemekleriniz bir haftaya kadar dayanabilir. Ben maksimum 3.günde açtım gerçi ama sanırım dayanır o kadar yani :)

Böyle şirin hediye çantaları da yapıyormuşum ben meğersem :)

 

Asabi bay-kuş :)

İşte benim bayıldığım fotoğraflardan biri daha. Şu fotoğrafa bakarken bile mutlu oluyorum :) Bu ciciler post it arkadaşlar. Böyle post it mi olur ya insanı çıldırtıyolar :)) Ben bu cicileri ibeking'in gittigidiyor dükkanından aldım. Bence hemen ışınlanın. Daha ne güzellikler var ne güzellikler!

Güneşli bir Ankara sabahı.. Tadından yenmez valla :)

Bir cumartesi akşamı keyfi hazırlığında The Carrie Diaries'e göz atmaca :) Bir Sex and the City fanı olarak malesef ki bu diziyi sevemedim. Bildiğin çocuk dizisi. Yani zorlama olmuş çok. Bizimla deyılsın dı keri dayriiz.


İşte böyleee. Siz neler yaptınız bakalım az anlatın canikolar?

Tuesday, February 19, 2013

WHAT A LOVELY SHOP

Şarkısı / Song for the Read

Artık herşey ne kadar kolay di mi canikolar? İki tık pat yemek kapınızda, iki tık en indirimlisinden kıyafetler üzerinizde. Oh ne rahat! Beğenmezsen geri gönder falan. Artık devir değişti. Pazarlık etmek yok, deneme kabininde kırk bin tane kazak deneyip saçların elektrik çarpmış bi şekilde kabinden çıkmak yok, ay o tabağı mı alsam bu bardağı mı alsam diye düşünürken satıcıya cinnet geçirtip dükkandan kovulmak yok. Online alışverişin dibine vurmak var :) Ama bunun da kargo parası gibi bi sorunu var. Hele ki beğendiğiniz şeyler farklı farklı sitelerdeyse, hele de bi de yurtdışından sipariş verecekseniz alışverişten daha çoğunu kargoya yatırıyorsunuz ki bu çoğu zaman caydırıyor, ağzımızın suyunu akıtarak sevdiğimiz ürünler bakakalıyoruz ööyyle. İşte canlar bu derdinize de deva oluyoruz burda! What a Lovely Shop mağazasında Cath Kidston, Greengate, Pip Studio, Rice of Denmark gibi gibi şirin sitelerin ürünlerinin olduğu ve bir seferde hepsinden satın alıp tek kargo ücreti ödeyebileceğiniz güzide bir site! Ben henüz alışveriş yapmadım ama yapan arkadaşlarım var, gayet de memnunlar! Şu güzellere kavuşup da memnun olunmaz mı ki? :) Bence bi bakın derim :)
------------------
Nowadays we can buy everything without going out, searching the shops and trying to find sales. Online shopping is a huge thing! But if there's only one bad thing about it, that is paying shipment for each item! And especially if you want items from different stores and plus if you want an international shipment then it's not a huge thing, it's a huge expense! So when i've met What a Lovely Shop, i felt like crying :) Because at this shop you can find Cath Kidston, Greengate, Pip Studio, Rice of Denmark etc. And when you buy items from different brands you only pay shipment once! Now how great is that? I tell you, splendid!! Personally i didn't buy anything but my friends did and they're satisfied. Now go and check these beauties out :)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Monday, February 18, 2013

BUGÜNÜN GÜZEL HABERLERİ

Şarkısı

Hani geçen yazımda demiştim ya biraz meşgulüm, sebebini de pazartesi anlatacağım diye işte o haberi bugün vereyim :)
Tilda'larıma artık Atölye Beyaz'dan da ulaşabileceksiniizzz!!! :)


 Ankara'da olup biraz da el işine, ahşap boyamaya meraklıysanız Atölye Beyaz'ı mutlaka tanıyorsunuzdur. Ankaralı olmayanlar da geçenlerde Pera Bulvarı'nda yaptıkları satış vesilesiyle tanışmışlardır belki. Kendileri ahşap boyama konusunda Ankara'nın bir numaralı hobi stüdyosu! Ve şimdi benim Tilda'larım da o müthiş atölyede yer alıyor!! O kadar mutluyum ki nasıl tarif edebilirim bilmiyorum bu hissi. Geçen sene bu zamanlar birisi bana kalkıp "Seda dikiş dikmeye başlayacaksın, sonra bu şirin bebeklerden yapacaksın ve onlar bi gün Atölye Beyaz'da yer bulacaklar!" deseydi samimi söylüyorum inanmazdım. Hayat ne garip..

 

Size çok yakında çok daha güzel bir haberim olacak ama biraz beklemem lazım. Biraz fotoğraf lazım. Biraz sabır lazım :) Ama çok güzel olacak emin olun!! ^_^

 

Onun dışında başka bir güzel haber daha var bugün! Hani bi milyon kere bahsettiğim evimizin satılma ve yeni ev sahibimizin bu eve taşınma isteği konusu vardı biliyorsunuz. Geçenlerde apartman görevlimiz bize ev sahibimizin taşınma kararından vazgeçmiş olabileceğini çıtlatmıştı. Sanırım apartman toplantısında söylemiş, o da bize haber verdi hemen sorun da ona göre ev arayın diye. Bizim de canımız sıkkın, doğru düzgün ev bulamıyoruz falan.. İhtimal vermedik açıkçası. Amaaaaa netice olarak gerçekten vazgeçmiş taşınmaktaaaaann!!! :) Bugün aradı, söyledi. Allahım bu bi mucize dedim!! O kadar mutlu olduk ki anlatamam. Bir de kendime ders çıkardım; bundan sonra hiç birşey olmadan üzmeyeceğim kendimi. Ne oluyorsa bi olsun ondan sonra üzülürüm. Ay nasıl bi yük kalktı omuzlarımızdan anlatamam. Hem evimizi çok seviyoruz hem ev aramak, güzel bi ev bulmak dert falan.. Yani şu an ofiste zil takıp oynaycağım zor tutuyorum kendimi :) 

İşte benden haberler böyle. Sevincimi paylaşmak için şuraya zor attım kendimi biliyo musunuz. Şaka maka ben epeyce alışmışım buradan sizinle kurduğumuz güzel arkadaşlığa :) 

 

Bu sıkıntılı zamanlarımda bana destek olan, bizim için hayırlısı nasılsa öyle olsun diye dua eden herkese çok teşekkür ederim. Çok destek oldunuz bana... Hepinize gocaman galp benden!!! Başka güzel haberlerde görüşmek üzere! Beklemede kalın :)

 

Friday, February 15, 2013

NOOLİY Kİ BURDAA?

Şarkısı

Hah ben de onu diyorum, nooliy ki burda? Buraları bi boş kaldı, bi öksüz öksüz takılıyo bensiz. Hiç de kalkıp da iki laf etmiyosunuz ha çok fenasınız :)
Son zamanlarda pek vaktim olmuyor blogumun başına oturmak için arkadaşlar. Sebebi pazartesi günü :)
Zaten öylesine yazmış olmak için yazmak istemiyorum ki zaten ona bile vakit ayıramıyorum orası ayrı. Bir de yazılarımı iki dilde yazma meselesi bazen beni geri çekiyor onu farkettim. Yani Türkçe olarak yazmak, fikir araştırmak, paylaşmak zaten ciddi mesai isteyen birşey olduğu halde ben başıma bir de İngilizce versiyonunu yazma olayını sardım. İlk yazılarımda da bahsettiğim gibi bloguma gelen kişilerin okuyacak birşeyleri de olsun, sadece fotoğraflara bakıp bakıp geçmesinler istiyorum. Çünkü, yolu buraya düşen çok farklı kültürden insanlar var. İstatistiklerimden bakıyorum da ABD, Rusya, Hollanda, Almanya, Birleşik Krallık, Makedonya, Belçika, Bulgaristan, Yunanistan, İspanya, Fransa, Suudi Arabistan, Kanada, Kolombiya, İtalya... of yazamadım hepsini. Bir sürü değişik ülke, bir sürü değişik dil.. İngilizce yazınca onlar da okuyup keyif alıyorlardır diye düşünüyorum. Ama işte dediğim gibi çenesi düşük bi insanım ve uzattıkça uzatıyorum konuları. Onları bir de İngilizce'ye çevirmek.. Huhhh hakikaten mesai yani :( Bu sebeple zaten yoğun olan programım bir nebze daha sıkışıyor ve bu da yazılarımı azaltıyor.Ama yine de ben bundan vazgeçmiycem.
Bu, bir ara, bir nefes yazısı olsun. Size en son yaptığım şirinlerimi de göstereyim ve kaçayım :)
Öptümm!
 

DIŞARIDAN KENDİNE BAKMAK

Şöyle bir dışarıdan kendime baktım bu akşam. Amacım bu değildi aslında. Boş boş internette dolanırken blogum aklıma geldi. Sonra " hang...